...Önce upuzun saçlarına
şöyle bir dokundu, düzeltti istedi ki sevgilinin gözüne baktığında, önüne düşmesin
perçemleri,perde inmesin o anın sergilendiği sahneye..öptüğünde yeniden aynı
tadı bulmayı istercesine, hafif boyadı dudaklarını..Parfüme boğulmadı, onun
kokusuna ihanet etmek istemedi renkli şişelerle, son bir kez aynaya baktı, kadın derin
derin nefes aldı..ardından bir iç çekti, geç kalmak mı yoksa erken başlamak mı
diye düşündü,kararını oylamaya sunmadı, sadece karar verdi.Gidecekti, tüm
yaşadıklarını arkasına alarak düştü yola..
Aylar boyunca sevgiliyle
bindiği vapura yanlız bindi, aralık ayındaydı ama üşümedi, çocuksu gözlerin
alevinde ısındı hatıralarıyla.Bir martının kanatlarında havalanan ve bir
denizin köpüğünde alabora olmuş aşkının ağırlığı ile kapadı gözlerini..
...İndi.
Bindiği dolmuşun
zamandaki yolculuğuna ne yelkovan yetişti ne de akrep, öle heyecanlı atıyordu ki
kalbi,öyle tutuk ve sakindi ki dili, düşündü o çok konuşan kadın şimdi neredeydi?
...Titrek parmakları ile
uzandı zile, öle kuvvetli basıyordu ki,her çalışı ile aralanmayan kapı içini
biraz daha acıtıyordu.Son zili de çaldı, kapı açılmadı.. özleyecekti o masum
bakışları, tertemiz duyguları, o çıkarsız sevgiyi,ona öğrettiği şeyleri belkide
ondan öğrendiklerini, paylaşmanın güzelliğini..son zili de çaldı..tertemiz
dünyasından çıkıyordu, kalabalığa karışacaktı az sonra, küçük kalabalıkla
büyüyecekti artık, kıymetli sevdasını kapının ardında bırakacaktı.
Kaşlarını çattı, kızgındı
kadın, bir kez daha dokundu saçlarına bu defa aldırmadı perçemlerinin duruşuna, o
yarım parfüm kokusunu hissetmek için derin bir nefes çekti, dudaklarını
ısırdı, acısıyla yüreğindeki acıyı bastırmaktı umudu..Döndü arkasını yürüdü
aklında tek bir şey var dı, günün o saatinde farkına varmış olduğu şeyi söyledi..
Sevgili dedi ‘’sevgili vedada belli
olurmuş’’ ..
&
Kararsız prenses ne
yapacağını bilemezken, 7 cücelerin en meraklısı sorar ‘’ ne yapacaksın hadi
söyle’’, en huysuzu çekiştirir orasından burasından ‘’kalbin ne diyor bence onu
dinle’’, en çekingeni başını öne eğer, gözlerini devirir, sessizdir..en mutlusuna
kalsa çoktan bir varmış bir yokmuş,masal başlamıştır en başından..en uykulusu
gördüğü rüyalarda ararken umduğunu, en somurtkanı taa en başından beri
söylediğinde diretir ‘’aklını başına al, düşünmeyi bırak artık onu’’
Hep böyledir ilki bir
yenisine gebedir, ikincisi ise hep daha az acı verir..Yeniden denemek mi? Yine
yeni yenisi hep beklenir..