31 Aralık 2012 Pazartesi

2012 adına..

Oysa sadece normal ‘’1’’ gün değil mi geçen? Kasımdan Aralığa geçmekten ne farkı var?  

Saat 23:59 Dudaklar konuşuyor, dillerde geri sayma telaşı, yürekler bir başka çarpıyor, ne yapılacak diye bakıyor birbirine gözler, ellere soruluyor deniyor ki eller muhakkak bilir anlamını, kulaklar o sırada çalınan hoş eda şarkıları dinliyor, kollar sarılacağınız kişinin heyecanı ile titriyor..

Saat 24:00   ............................

Kahkahalara sarılmış ve biriktireceğiniz anılarınız, ağladığınız geceleriniz,taşıdığınız hayalleriniz, söylenecek ve bu benim diyeceğiniz şarkılarınız, paylaşılacak dostluklarınız, ‘’ben’’ iken biz olacağınız aşkınız, sevgiliye atacağınız güzel mesajlarınız, çekeceğiniz fotoğraflarınız, zaman zaman karışacak aklınız, öfkeleneceğiniz zamanlarınız, daha da önemlisi her yenisinde bir öncekini aratmayacak yeni yıllarınız olacak..  Yine yeni yeniden yeni bir yıl daha..

Öyle ya da böyle, seni yaşamak güzeldi 2012.......

18 Aralık 2012 Salı

Ağlamak güzeldir

Bakma sık ağladığıma bir sonraki o büyük gülümseme için temizlik yapıyor gözyaşlarım..

Bir karikatür oldukça renkli, paylaşıldığında bir gülümsemeyi peşinden gelecek bin tebessüme takas ediyor. ‘’Bebek ağlıyor, annesi yanına koşmuş, bir şey yok diyor bebek..ağladığımda ne kadar çabuk yanıma geleceksin onu görmek istedim ‘’:)

Karikatüre baktım,gülümsedim sonra babamın hep söylediği bir şey geldi aklıma.. ‘’Babalar gizli gizli tuvalette ağlarlar kızım’’..neden gizli diye hep düşünürdüm çoğu zaman, karikatürle çeliştim bir an,okuduğumda gülümsediğim o anım babamın tümcesi ile buruk bir hüzüne bıraktı yerini, o zaman düşündüm..erkekler mi ağlamaz yoksa babalar mı, ağlamak mı ayıp yok sa babam mı ağlamamalı?

Birinde ağlayınca elde edeceğinizi düşündüğünüz küçük mutluluklar, birinde gözyaşlarınızla yerinden oynarsa sarsılacağınızı düşündüğünüz o naif narin duruşunuz. Küçükken ağladığınızda kazanmayı planladığınız şeylerin yerini, büyüdüğünüzde ağlayınca kaybettiklerinizin dolduracağını sanmanız belki sizi ürküten. Oysa ne güzeldi; ağlamanın sadece küçükken çocuk saflığında anne babasının yaşlandığında onu neler bekleyeceğini bilememekten kaynaklanması.

Oysa ağlamak güzeldir.. duygularınızı sözcüklere gerek duymadan ortaya koyabildiğiniz en derin haliniz, kalp taşıyor olduğunuzun en masum ispatı, gitmelere tanık olan bir çift gözün kal sesi adeta ağlamak, gönlü kupkuru olmuş bir kalbin ıslanarak şekil alması. Seviyorsanız sevdiğinizin omzuna yüz sürme bahanesi, belkide kendi olabildiği tek yer insanın. En hakikatli oyun, merhametinizle saklambaç, gururunuzla köşe kapmaca. Gizli gizli yorgan altı çalışmalarınızın kuruş kuruş ödendiği en uzun mesai. Yeniden doğmaktır bazen, el sallayarak uğurlamak duygularını, ve yeniden açmak yeni gelen yolculara kapılarını.. Damla damla dökülürken yanaklarına hayat vermektir kalan hatıralara..Dokumadır gözyaşlarını kalbinin kilimine.. Bazen ne yapacağınızı bilemediğiniz anların en büyük kurtarıcısı, bazen sesinizi duyurmak varlığınızı hissettirmek kişilere eğer ki tıkalı ise kulakları..

Her yaşın mı ? ayrı bir hikayesi var elbet..kimi gidenlerin kimi gelenlerin marifeti, kimi sonların kimi başlangıçların habercisi..

Ahh ahh !! ne tezgahtır ki o kalbe adını vermiş, en hakikatli kuyumcular , kalbinin tezgahında işlenen gözyaşlarına kıymet biçememiş..

İç çatışmalarında; ruhunla savaşmadan gözyaşlarını usul usul bırakabiliyorsan işte o zaman yaşıyorsun ve hissediyorsun demektir, o yüzden hayıflanma ağlamalarına, bil ki sen o ağladığın zamanlarda sevmiş , ağladığın için sevilmişsin..

Yanınızda her zaman gözyaşlarınızı silecek birisi ya da bir bahaneniz olsun..ve kıymetini bilin gözyaşlarınızın, unutmayın herkes bu kadar içten ağlayamaz..

10 Aralık 2012 Pazartesi

Biri ve hikayesi


...Önce upuzun saçlarına şöyle bir dokundu, düzeltti istedi ki sevgilinin gözüne baktığında, önüne düşmesin perçemleri,perde inmesin o anın sergilendiği sahneye..öptüğünde yeniden aynı tadı bulmayı istercesine, hafif boyadı dudaklarını..Parfüme boğulmadı, onun kokusuna ihanet etmek istemedi renkli şişelerle, son bir kez aynaya baktı, kadın derin derin nefes aldı..ardından bir iç çekti, geç kalmak mı yoksa erken başlamak mı diye düşündü,kararını oylamaya sunmadı, sadece karar verdi.Gidecekti, tüm yaşadıklarını arkasına alarak düştü yola..

Aylar boyunca sevgiliyle bindiği vapura yanlız bindi, aralık ayındaydı ama üşümedi, çocuksu gözlerin alevinde ısındı hatıralarıyla.Bir martının kanatlarında havalanan ve bir denizin köpüğünde alabora olmuş aşkının ağırlığı ile kapadı gözlerini..

...İndi.
Bindiği dolmuşun zamandaki yolculuğuna ne yelkovan yetişti ne de akrep, öle heyecanlı atıyordu ki kalbi,öyle tutuk ve sakindi ki dili, düşündü o çok konuşan kadın şimdi neredeydi?

...Titrek parmakları ile uzandı zile, öle kuvvetli basıyordu ki,her çalışı ile aralanmayan kapı içini biraz daha acıtıyordu.Son zili de çaldı, kapı açılmadı.. özleyecekti o masum bakışları, tertemiz duyguları, o çıkarsız sevgiyi,ona öğrettiği şeyleri belkide ondan öğrendiklerini, paylaşmanın güzelliğini..son zili de çaldı..tertemiz dünyasından çıkıyordu, kalabalığa karışacaktı az sonra, küçük kalabalıkla büyüyecekti artık, kıymetli sevdasını kapının ardında bırakacaktı.

Kaşlarını çattı, kızgındı kadın, bir kez daha dokundu saçlarına bu defa aldırmadı perçemlerinin duruşuna, o yarım parfüm kokusunu hissetmek için derin bir nefes çekti, dudaklarını ısırdı, acısıyla yüreğindeki acıyı bastırmaktı umudu..Döndü arkasını yürüdü aklında tek bir şey var dı, günün o saatinde farkına varmış olduğu şeyi  söyledi..

Sevgili dedi ‘’sevgili vedada belli olurmuş’’ ..

                                                               &

Kararsız prenses ne yapacağını bilemezken, 7 cücelerin en meraklısı sorar ‘’ ne yapacaksın hadi söyle’’, en huysuzu çekiştirir orasından burasından ‘’kalbin ne diyor bence onu dinle’’, en çekingeni başını öne eğer, gözlerini devirir, sessizdir..en mutlusuna kalsa çoktan bir varmış bir yokmuş,masal başlamıştır en başından..en uykulusu gördüğü rüyalarda ararken umduğunu, en somurtkanı taa en başından beri söylediğinde diretir ‘’aklını başına al, düşünmeyi bırak artık onu’’

Hep böyledir ilki bir yenisine gebedir, ikincisi ise hep daha az acı verir..Yeniden denemek mi? Yine yeni yenisi hep beklenir..



4 Aralık 2012 Salı

Her tercih bir vazgeçiş

Hayat tercihlerden ibaret..ve devamında..

Karışık dondurma istiyorsan çikolata,fıstık ve çileği birarada tatmış olursun aslında..ama hayat ne çikolata ne fıstık ne de çilekli dondurma..

Sık sık kullandığım ve derinine inildiğinde üzerine çok şey söylenebilecek ender sözlerden biri bana kalırsa. Hayatın akışını en iyi özetleyen cümle belki.

Tıpkı iki yola ayrılan bir kavşak gibi..hangi yola gidersin git, seçmediğin yoldan vazgeçmiş, vazgeçmiş olduğun yolun sonunda seni bekleyenleri kaybetmiş olacaksın. Belki gündüzleri kullanılan ‘’acaba’’ lar yüzünden , geceleri sızlanarak uykuya dalmalar. 

Hayat ise seçimleriniz ve vazgeçtikleriniz arasında akıp gider.
Kimi zaman pişmanlık duyarsınız, kimi zaman öfke kusarsınız, huzurlu olduğunuz zamanları yanınıza kar sayarsınız. Yoğun bir düşünme evresinin ardından alınan kararın beraberinde gelen yine bir düşünme evresi, karmakarışık tıpkı bu son kurduğum cümle gibi:)

Yaptığınız resimde gökyüzünün ne renk olacağına siz karar verirsiniz, uzattığınız saçlarınızdaki kırıkları aldırmak aldırmamak sizin tercihiniz, zoru görüp kolaya yine siz kaçarsınız, istediğiniz aman ağlar,istediğiniz zaman gülersiniz,kim ne karışır istediğiniz yere gidersiniz, uçak da cam kenarı istiyorsanız seçersiniz, kırmızı ışıkta geçmek istiyorsanız geçersiniz, kimi ne kadar ve nasıl seveceğiniz sizin seçiminiz. Yalan söylediğini bildiğiniz halde susuyor ve inanıyorsanız yine en iyi siz bilirsiniz. Siz istediğiniz sürece biri sizi üzebilir bu bile aslında sizin tercihiniz. Konuşmak istiyorsanız konuşursunuz, susmak yine size kalmış. Severseniz seversiniz, vazgeçerseniz kim ne diyebilir...

Her seçim bir tercih aslında..ve her tercih bir vazgeçiş..

İnsanoğluna verilmiş en zor görev belki akıl, mantık, sabır gerektiren..Kim %yüz hepsini bir arada kullanır, kararlarını bu şekilde alır tartışılır.

Hayat mı?  tercih ettiklerimiz kadar güzel..sevdiklerimiz kadar özel..vazgeçtiklerimiz kadar eksik..

Yaptığınız her tercihin hayatınızı kolaylaştırması ve vazgeçmeye değer seçeneklerinizin olması dileğimle ..

Tercihler seçenekler anlamlıysa anlam kazanır çünkü..

Peki sen ‘’o’’ istiyor diye anlamsız bulduğun seçenekler arasında tercih yapmak zorunda kalmadın mı hiç ? buna cevap vermekse benim bir sonraki tercihim..