20 Kasım 2012 Salı

hediyem ''SENSİN'' aslında

Hangimiz çekilen kurada ‘’hoşlandığımız; o güzel gözlü, sınıfın en haylaz delikanlısının’’ çıkması için dua etmedik :)
Peki ya hediyeyi almadan önceki heyecanın yerini , alma safhasında yorgunluk, stres, kararsızlık, uykusuzluk  almadı mı? Kıvrım kıvrım kıvranan, ‘’acaba beğenir mi’’ sorularıyla günlerce kendi kendini yiyen o minik beyinler , şimdi düşünüyorum da  en önemli matematik sınavında soruları çözmek için bu kadar efor sarfetti mi?

Küçükken yaşadığımız bu tantana şimdi büyüdük de peşimizi bıraktı diyebilir miyiz acaba. Türlü türlü metotlar deneriz. Yüzündeki bir dakikalık tebessüm için saatlerce dolanmaya aranmaya razı oluruz. Konuşmaları süresince öyle dikkatli dinlersiniz ki, beğendiği ya da istediği birşeyi yakalama çabası adeta ter döktürür. Telefonda arkadaşlarınızla yaptığınız uzun uzun uzayan pazar araştırmalarınızın sonucu yine hep ‘’bi çıkıp bakıcam yarın’’ cümlesi ile sonuçlanır. Ve o yarınlar belki en uzun yarınlar olur. Bir an önce al ve bir an önce ver paniği ile zamana yelkovanla akrep arası mekik dokutursunuz. Özel gün olması şart değildir hiç bir zaman.  Kış günlerini sizin aldığınız tuttuğu takımın battaniyesi ile karşılasın, ya da başucunda duran  sürahi ile her an sizi hatırlasın, hazırladığınız Cd deki şarkılar her an kulağına sizin için ne kadar özel olduğunu fısıldasın, hasta olduğunda yolladığınız vitamin deposu meyvelerin değil asıl ona sizin şifa olduğunuzu bilsin istersiniz. Her daim hatırlanmak arzusu çorbanızın tuzu olur hafif hafif serpiştirdiğiniz.

Hatırlıyorum da küçük bir konuşmamızda kahve sevdiğini söyleyen değerli birine beklemediği bir anda kahve makinesi hediye ettim.Şimdi her sabah kahve kokusu ile uyandığı yatağından beline kadar uzanan koyu renk kıvırcık saçlarını toplayarak kalkıyor ve mutlaka içtiği bir bardak kahvesi ile güne  beni hatırlayarak başlıyor. Kahve bloğuna dahi konu olmam belki bu yüzden:)
http://kahveaskina.blogspot.com/2012/10/delonghi-kahve-makinem.html

Ya tamamen beklediğin birinden, tamamen beklemediğin bişey alırsan ? Yolun ortasında aptal aptal kendi kendine gülerken, duyamadığın kornaların gereksizliğidir aslında.. Nasıl bir yüz ifadesi takınacağını bilemesende , sevdiğini mutlu etmek adına gülümseyebilme çabasıdır. Neden sana asıl istediğin şeyi almadığını düşünüp acaba bu hediyeyi ne hissederek aldığını düşündürten ender zamanlardandır. Gelinen noktada her ne olursa olsun sonuç yine aynıdır. Mutlusundur. Hediyeyi verenin heyecanının yüzünde oluşturduğu tebessüm ile çoktan o hediyeyi nereye koyacağını, ve aldığı şeye nasıl bir anlam yükleyeceğini biliyosundur.

Hediye almak paylaşmaktır ve  paylaşılanlar asla unutulmaz. O değerli kişiyi mutlu etmek güzeldir, sevdiği ya da ihtiyacı olan şeyi almaksa onu mutlu etmek demektir...

Siz ‘’o’’ sütlü çikolata seviyor diye bittere lanet ettiniz mi hiç :)

Bol hediyeli aşklara...




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder