22 Kasım 2012 Perşembe

En yeni eski :)

‘’Eskidendi,eskidendi çook eskiden’’ .. Bir şarkı çalındı geçen akşam kulağıma.. Ne zamandır açmadığım tozlu defterlerimi , kilitli sandığımı aralattı gece gece.Yaramaz çocuk gibi senelerdir sakladığım sırlarımın, hatıralarımın arasında dolandım durdum..Ne çocuk sevdalar biriktirmişim meğer,kızgınlığın , kıskançlığın,sevincin,aptallığın,duygusallığın,sevginin,haylazlığın, romantizmin dibine vurmuşum, artık gözlerimin kapandığı ve kendimi uykuya bırakmam gereken zamanda dahi yüreğim ve zihnim tüm açıklığı ile geçmişi takibe devam etti. Meğer benim o yaşlarda herşeyimi paylaştığım her satırına ayrı bir anlam yüklediğim ve yaprak yaprak sayfalarını özenle parfümlediğim küçük defterlerim varmış..

Nereden başlasam nasıl anlatsam dedirten bir yazı bu benim için. Geçmişe dair herşeyi aynı saflıkla yorumlamaya çalışmak ise bir o kadar güç. Yazdıklarını okurken sadece okunanlarla sınırlı kalınmıyor ki..Kantinde içeri girmesini beklediği büyük sınıflardan ‘’onu’’ okuyup bir taraftanda yediği o küçük kantinin lezzetli jambonlu tostu aklına gelmez mi insanın?

Birçok şeyin daha anlamlı olduğunu görmez mi? Yapılan en büyük aptallığın bile aslında küçücük yüreğin saflığından kaynaklandığına şahit olmaz mı? Söylenen en kırıcı lafın dahi gittiği yerden anında bir ‘’u’’ dönüşü ile sahibine iade olduğu yıllar o yıllar:) kızgınlık anında karşılğın ‘’Kendi diyen kendi olur’’ tümcesi ile verildiği, sabahın alaca karanlığında okula giyilen 2 farklı renk çorabın içten gülüşmeler ile karşılandığı yıllar. Cepten değil, evden arandığın , saatlerce konuştuktan sonra gizli gizli telefonu yerine koyduğun yıllar. Serviste en arkaya oturmanın verdiği o hazzın egonu tavan yaptığı yıllar. Sessiz telefonların en sesli çaldığı, Kalan kontör:2 mesajı ile dünyanın başına yıkıldığı, saatlerce bir sonraki mesaja neler sığdırabileceğini düşündüğün yıllar.

Küçükken gözünü dayayıp baktığın o küçük delik büyüdükçe senin bile içinden geçebileceğin  bir hal alıyor..Yine de diyorum ki her zamanın ayrı bir güzelliği var..geçmişin saflığı şimdi ise yerini, olgunluğa, tecrübeye, oturmuş kişiliğe, herşeye bi çıt daha mantık çerçevesinde bakmaya bırakıyor, bu yüzden değil midir zaten yaş ilerledikçe seçimler iyice zorlaşır denmesinin nedeni:) Yine de değişmeyen tek şey kalbin, küçükkende atıyordu, şimdide aynı heyecanla atabiliyor.İnsan yine her yaşta tıpkı eskisi gibi sevebiliyor.

Neden mi yazdım bu yazıyı? Her yeniyi hep en eskiymiş gibi yaşamanızı istedim belki..

Tek derdiniz dansa davet oynarken sizi kimin kaldıracağı olsun..

Yeni eskiler biriktirmeniz dileklerimle:)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder